![]() | ![]() | |||||
![]() |
|
![]() | ||||
![]() | ![]() |
| CAHİZ (ARAP ALİMİ 870) " Türkler (müslüman olan İlk Türkler) yavuz binicidirler. Hücumda düşmanlarını kolaylıkla çevirip bozarlar. On millete mensup, on yiğit adamın kuvveti, tek bir kimsede toplansa, yine bir Türk’e bedel olamaz. Türkler yaltaklanma, yalan sözler, münafıklık, kovuculuk, yapmacık, gösteriş, dostlarına karşı havalı, arkadaşalarına karşı fenalık, bi'dat nedir bilmezler. Çeşitli fikirler onları bozmamıştır. Türkler pek namuslu insanlardır." |
| DEMİRBAŞ KARL (Prut savaşında 1711'de Osmanlıya esir düşen İsveç kralı ) "Poltava'da esir oluyordum. Bu, benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belliydi... gene kurtuldum. Fakat bugün esirim. Türklerin esiriyim. Denizin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar, beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok. Zindan da değilim. Hürüm, istediğimi yapıyorum. Lakin gene esirim; şevkatin, ülüvvü cenabın, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar." |
| EDMONDO DE AMICIS (İtalyan yazarı 1908) "Türkün şevkat ve insaniyet duygusunu etmek mümkün değildir. Bu duygu insanı atalete sevkedip sefaleti artırmakla beraber, teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu ... büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti ve hayvanlara saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkarı da mümkün değildir." |
| PLANO CAPRİNİ (Hiristiyan misyoner 1246) "Dünya'da Türk (Selçuklu) kadar saygılı bir kavim daha yoktur. Türkler'de inzibat, büyüklere karşı itaat o derecedir ki, bizim keşiş (dini) sınıfımız bile onlardan örnek alabilir... Türkler bir tek büyük ailenin bireyleri gibi yaşarlar ve dar şartlar içinde olsalar dahi yiyeceklerini kardeşçe paylaşırlar." |
| MAREŞAL H. VON MOLTKE (Almanya Genel Kurmay Başkanı 1891) "Müsellah milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadının etek tutuşundan silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır... O doğduğu günden beri müsellahtır, bundan dolayı da hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir." |
| IBN HASSUL (Arap Tarihçisi 1055) "Bütün milletler içinde cesaret ve secaatte Türkmenlerden (Selçuklulardan) daha ileride olan ve büyük amaçları elde etmek uğrunda daha ileri gidebilen bir millet yoktur. Allahu teala onları arslan suretinde yaratmıştır... Türk, bağı çözüldükten sonra, askere başbuğ olmak veya perdedarlık etmek veya bir topluma emir vermek ve yasak koymaktan başka bir işe razı olmaz." |
| OGİER GHİSELIN DE BUSBECQ (1662 Hollandalı diplomat) "Osmanlılar Hayvanlara gayet iyi davranırlar. Onları durmadan okşar ve muhabbetlerini kazanırlar. Son derece zorda kalmadıkça kızgınlıklarını çıkarmak için değnekle hayvana vurmazlar. Bunun sonucu olarak da atlar insanlara karşı gayet muhabbetli oluyorlar. |
| PIERRE LOTİ (Fransız deniz amirali 1906) "Türk asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek soyluluk ona, tabiatın hediyesidir. Sadelik içinde balagatı, zarif bir durgunluk içinde duygulu bir hayatiyeti ve parıltılı bir hayat içinde kibar bir hakikat hissettiren tek varlık Türklerdir. Şark hülya ve efsaneler alemidir. Türk, o rengarenk alemin gözüdür, dilidir, ışığıdır ve yaşayan gerçeğidir." |
| PRENS EUGENE (1736 Avrupa Kutsal İttifakın başkomutanı) "Galip geldik Kralım (Avusturya Kralı II.Karl). Şimdi Tisa suyu, büyük zaferimizin şanlı hikayesini Tuna nehrine götürüyor. Sadrazamın mühürü bile elimde. Elmas Mehmet Paşa kılıçlarımızın altında can verdi, Fakat Kralım (Avusturya Kralı II.Karl) ! itiraf etmeğe mecburum: Osmanlılar, taşıdıkları parlak şöhrete layık bir biçimde döğüştüler. Türk'e yakışır bir feragatle ve celâdetle çarpışa çarpışa öldüler. Onların sönüşü, pırıltılarda göz kamaştırdıktan sonra sönen şimşekleri andırıyor. Karşımızdan, ağır ağır kaybolan bir ışık kütlesi gibi, beyaz bir eriyişle çekildiler, görünmez oldular. Onların galibiyetleri gibi mağlubiyetleri de şanlı ve ibretli" |
| CHARLES ROYAN 1878 (Plevne'de Gazi Osman Paşa emrinde hizmet görmüş ve sonradan General rütbesine kadar yükselmiş Avusturalyalı bir Dr. General) "Allah - Allah! nidalarıyla ve yiğit yüreklerindeki imanın kudreti ile Rus süngüleri üzerine öyle atılışları vardı ki, İngiltere tarihinde gördüğümüz kahramanlardan hiçbiri bu Türk askerlerinden fazla şecaat göstermiş olamazdı. Silah arkadaşım olmuş bu insanların sahip bulundukları yüksek nâmus ve şeref duygularını, engin şecaat ve sadakatlerini, üstün vatanseverliklerini gönlümde gururla muhafaza etmekteyim." |
| General TOWNSHEND (Birinci Dünya Savaşında Irak Cephesi komutanı iken Türk ordusuna yenilerek esir düşmüş İngiliz Generali) "Avrupa'da hiçbir asker yoktur ki, (Bu sözlerimin altını çiziyorum), savunmakta Türklerle kıyaslanabilsin. Örnek olarak Çanakkale'yi göstermek isterim. Orada, bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıplara uğramış olan kıtalar Türk olmasalardı yerlerinde kalamaz ve derhal değiştilirlerdi. Oysa Türkler tüm savaş boyunca siperlerinden ayrılmadılar. |
| General HAMİLTON (1915'de Çanakkale'ye taarruz eden müttefik orduların Başkomutanı) "Çok cesur savaşan ve iyi sevk ve idare edilen Türk Ordusu karşısında bulunuyoruz..." |
| Lord CASEY (1967-1971 arasında Avrustralya Genel Valisi ve Çanakkale'de savaşmış bir Anzak) "Bizler o Yarımada'dan kahraman Türk Milletine duyduğumuz takdirle ayrılmışızdır... Sonuç olarak belirtmek isterim ki, sizler kahraman olduğu kadar insan ve uygar bir milletin evlatlarısınız..." |
| General Liman von SANDERS (1915 Çanakkale'de 5'nci Türk Ordusuna komuta etmiş Alman Generali) Çanakkale'yi bir asker olarak anlatmak imkânsızdır. Çelikten, mânevi güçten, vatan aşkından bir insan yapısı ne demektir? Bu sorunun cevabı işte şu gösterişten uzak, mütevekkil ve sâkin Anadolu çocuğunun kendisi idi!... Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar, hatta onlarla savaşanların anlattıkları gerçekleri ifadeden acizdir. Mutluluk Türklerle aynı safta savaşmaktır. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım. Taş üzerinde yatıyor, Güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korunmasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiriyor, fakat dünyanın bütün vasıta ve imkânlarına sahip düşmanlarıyla arslanlar gibi döğüşüyorlardı. Bu ne sessiz, gösterişsiz bir yurt sevgisi idi!... Allah adını yürekten tekrarlayarak düşmanın üzerine atılıyorlardı. Düşmanları da onlara hayrandı. Yıllar süren silah arkadaşlığımız döneminde, kendisini öldürmeye, yurdunu elinden almaya gelenlere karşı hiçbir gaddarlıklarını görmedim. Yaralı düşmanlarını sırtlarında siperlerine getiriyor, sargı bezi olmadığı zaman, yedeği bulunmayan gömleklerini yırtarak onları sarıyorlardı... |
| JOSEPH HAMMER (Alman tarihçi1856) " Türkler, devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf ustadırlar. Ülkeleri değil kıtaları alt üst etmişler ve bu korkunç saldırıları arasında, sarsılması hiç de kolay olmayan hakimiyetler yaratmışlar. Tarih, Türkler'den çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki bunlar Medeniyetin birer ziynetidir." |
| MARTIN LUTHER (Protetant mezhebin kurucusu Almanlar'a hitap ediyor 1546) "Ey Almanlar, bırakınız Türkler Almanya'yı istila etsinler, hakkın, adaletin ne olduğunu Türkler (Osmanlılar) size öğreteceklerdir." |
| ALBERT SOREL (Fransız Tarihçisi 1906) "Türkler, Asya'nın güçlü ulusudur." | |
| Lord BYRON (1824 Ingiliz yazarı) "Kılıcı insafsız bir ustalıkla kullanan Türkün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır." | |
| WİLLİAM PİTT (1806 Ingiltere Basbakanı) "Türklerin tek sevdikleri şey haktır, gerçektir ve hiçbir haksızlık yapamadıkları halde haksızlığa uğramışlardır." |
| ALEXANDER HAMİLTON (Amerika Birleşik Devletin ilk maliye bakanı, 1791) "Türklerden (Osmanlılardan) başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur." |
| NAPOLEON BONAPARTE (FRANSIZ IMPARATORU, 1804) “İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir başka meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, ama mağlup edilemezler." | |
| W. Bartold (Rus kökenli Tarih Profesörü) “Türk tarihinin çok geniş bir devri olan 8. asırdan 19. asra kadarki dönemde, yani Tanzimat Fermanının ilanı arasında kalan bin yıllık süreç içerisinde “ İslam Medeniyeti adını” verdiğimiz büyük kültür gelişmesinde askeri otoriteye dayalı devletler kurmuşlardır. Büyük Selçuklu İmparatorluğunun kuruluşundan başlayarak, son asra kadar, İslam dünyasına hakimiydiler. İşte bu bakımdan, dünyanın ve İslam aleminin kaderi,Türklerin elindeydi.Türklerin tarihini bilmeden, İslam tarihini anlamak mümkün değildir” demektedir.” |